Ülkeler yurt dışına giden vatandaşlarına ara ara uyarılarda bulunur. Doğal afetlerden tutun da terör tehlikesine kadar her konuda ülkeler vatandaşlarından sorumludur. Hatta geçen ay bu ülke için ayıp denebilecek bir uyarı yapılmıştı.
İngiltere Türkiye’ye gelen vatandaşlarını başıboş köpeklere yaklaşmamaları konusunda uyardı. Türkiye’de çok ciddi bir sokak köpeği sorunu var ve bu uyarı bu sorunun artık Türkiye için utanılacak bir hale geldiğini gösteriyordu.
İsrail’in Türkiye’deki vatandaşlarına ülkeyi terket uyarısı
İsrail’in Kendi Vatandaşlarına Ülkeyi Terk edin Uyarısı, Türkiye’de çok ciddi bir sokak köpeği sorunu var ve bu uyarı bu sorunun artık Türkiye için utanılacak bir hale geldiğini gösteriyordu. Türkiye’nin birçok alanda yükselen grafiğine sokak köpeği ile ilgili uyarı almak gerçekten yakışmıyor.
Bu konuyla ilgili ayrı bir yazı yazacağız. O yüzden şu an bu konuyu uzatmıyorum. Ama bu örnekten çok net görebilirsiniz ki ülkeler yurt dışına giden vatandaşlarını her konuda uyarırlar.
Ama geçenlerde İsrail Türkiye’deki özellikle İstanbul’daki vatandaşlarını derhal ülkeyi terk etmeleri için uyardı. Tabii bu tarz uyarılar herhangi bir şeye karşı dikkatli olmaları için yapılan uyarılar gibi değil.
İnsanların aklına doğrudan terör saldırısı ihtimalleri geliyor. O yüzden de bu konuda çok fazla soru geldi. Bu yazıyı hazırlama sebebimiz de o soruları cevaplamak.
İsrail Türkiye’deki vatandaşlarını neden uyardı? Türkiye’de ne olacak da vatandaşlarına hemen ülkeyi terk etmelerini söyledi? İsrail Dışişleri bakanı İstanbul’daki vatandaşlarına derhal ülkeden ayrılın çağrısında bulundu. Bu çağrının sebebi İsrail ile İran istihbaratları arasındaki bir çarpışma.
İsrail uzun zamandır İran’da devrim muhafızlarının üst düzey isimlerine suikastler düzenliyor. Mesela geçen ay yine İran devrim muhafızlarının önde gelen isimlerinden albay Hassan Said Khodaei evinin önünde silahlı saldırıya uğradı ve öldü.
Bu olaydan sonra da İsrail yönetimi vatandaşlarına Türkiye’ye gitmeyin demişti. Çünkü İran bu üst düzey yetkililerin ölümünden İsrail’i sorumlu tutuyordu. Ve dünyanın her yerinde İsraillilerden intikam alacağını açıklamıştı.
Yakın zamanda da İsrail İran’ın Türkiye’deki İsrail vatandaşlarına yönelik saldırı girişiminin MİT’le ortak çalışma sayesinde engellendiğini açıklamıştı. Yapılan açıklamaya göre İranlı grup İsrailli turistleri kaçıracaktı ama MİT Mossad ortak operasyonu ile bu olay engellendi.
İşte bu olaylardan dolayı İsrail vatandaşlarına Türkiye’yi derhal terk edin diye uyarıda bulundu. Muhtemelen İran nasıl oluyor da bu kadar kolay şekilde Türkiye’de ajanlık faaliyeti yürütüyor diye aklınıza soru gelmiştir.
Çünkü bu rahatsız edici bir durum.
Ama şaşılacak bir durum yok.
Çünkü her ülke bir başka ülkenin sınırları içerisinde ajanlık faaliyeti yürütür.
Yakalanmadığınız sürece bu konuda herhangi bir sorun yoktur.
Ve İran uzun yıllardır bu tarz faaliyetler yürütüyor.
Eskiden daha az yakalanıyordu ama artık Milli İstihbarat Teşkilatı sürekli enselerinde. Özellikle 2020’den beri farklı zamanlarda İran istihbarat elemanlarına ve onlara çalışan bazı Türk vatandaşlarına operasyonlar yapıldı.
Bunlardan kısaca bahsedeceğiz ama öncesinde İran’ın Türkiye’deki ajanlık faaliyetlerini genel bir çerçevede konuşalım. Çünkü biliyorsunuz Türkiye ile İran her zaman sorunları olan ülkelerdi. İran mezhepçi yaklaşımından dolayı bulabildiği her fırsatta Türkiye’yi sırtından vuran bir ülke.
Ama iki ülke arasındaki en büyük kriz alanlarından biri işte bugün konumuz olan istihbarat faaliyetleri. Biliyorsunuz İran’da 1979 yılında sözde bir İslam devrimi yapıldı.
O tarihten itibaren bugün bahsettiğimiz ajanlık faaliyetleri başladı. Ve o günden bugüne faaliyet şekilleri çok değişti. Bu kısmı çok dikkatli takip edin. Dünyada her ülke birbiri ile belli başlı sorunlar yaşar. Türkiye İran arasında da doğal olarak birçok sorun başlığı hep vardı.
Ama bunlardan en can sıkıcı olanlarından biri 1979 yılında başlayan ajanlık faaliyetleri oldu. Bu faaliyetler 90’lara kadar yoğun şekilde devam etti. Sonra 1997 yılında İran’ın başına Muhammed Hatemi geçti.
Hatemi biraz sakinlikten yanaydı. Hem komşu ülkelerle hem de uluslararası arenadaki aktörlerle daha iyi ilişkiler kurmak istiyordu.
Bu yüzden onun döneminde İran’ın Türkiye’deki ajanlık faaliyetleri azalarak bitti. İstihbarat faaliyet izni istediğinde izin vermiyordu. O dönem Hatemi eski İran yöneticilerinin aksine PKK’ya da mesafeli duruyordu.
Bu yüzden onun döneminde Türkiye İran ilişkileri düzelmeye başlamıştı. Elbette Hatemi’nin tam karşımızda duran politikaları da vardı. Ama bugün konumuz olan istihbarat alanında işler iyi gitmeye başlamıştı. Ama tamamen biten faaliyetler sonradan yeniden canlandı.
İran istihbaratı Türkiye sahasından vazgeçmiyordu. Bu boşuna değildi elbette. Belli başlı sebepleri var. Öncelikle İran’lı muhaliflerin ilk kaçış noktası hep Türkiye’ydi. Bugün de hala öyle.
Türkiye’ye sığınıp koruma talep ediyorlar. İran da Türkiye’nin güvenilir olmadığını bu istihbarat faaliyetleri ile göstermek istiyor. Bu imajı oluşturmak İran’ın en çok istediği şey.
Bunu sağlarlarsa İran’lı muhalifler artık buraya kaçmaktan korkacak. Yani İran bir kaçış noktasından kurtulmuş olacak. Bunun dışında uluslararası arenada Türkiye’yi yolgeçen hanı gibi göstermiş olacaklar. Bu onların ne işine yarayacak diyebilirsiniz.
Türkiye’nin imajının zedelenmesinden İran sadece mutlu olur. Çünkü İran mezhepçi yaklaşımından dolayı Türkiye’den nefret eder ve rakibi olarak görür. Türkiye’nin güvenilmez ülke imajına sahip olmasıyla İslam dünyasında liderliği eline alacağını filan düşünüyor muhtemelen.
Bu amaçla çabalamasının son ve en büyük sebebi de İran Türkleri. Biliyorsunuz İran’ın kuzeyi Azerbaycan Türklerinin çok yoğun yaşadığı bir bölge. Ve bu bölgedeki Türklerin gönlünde Türkiye’nin çok özel bir yeri var.
Çok çok büyük çoğunluğu İran’dan çok Türkiye’ye gönülden bağlıdır. İşte bu insanların gönlündeki Türkiye’yi yok etmenin yolu Türkiye’yi itibarsızlaştırmak. Eğer İran buraya kaçan her muhalifi kulağından tutup Türkiye’den İran’a kaçırabilse yani Türkiye’de kolayca istihbarat operasyonu yapabilse Türkiye’nin imajı yerle bir olur.
Bunun da dediğim gibi birçok açıdan zararı dokunur bize. Burada bir önemli mesele de şu. İran artık istihbarat operasyonları için taşeron kullanıyor. Eskiden devrim muhafızları üzerinden yapıyordu işlerini.
Yakalandığında büyük sıkıntı çıkıyordu. Şimdi Rusya’dan öğrendiği taktiği kullanıyor. İşlerini mafyalara, kaçakçılara ve uyuşturucu tacirlerine yaptırıyor. Uyuşturucu dediğimde şaşırdınız muhtemelen ama İran bölgenin en önemli uyuşturucu ayaklarından biridir.
Burada göz yumduğu hatta maddi çıkar sağladığı uyuşturucu baronlarını yurt dışında böyle suikast ya da kaçırma olaylarında kullanıyor. Bunu da sadece burada yapıyor zannetmeyin. Güney Amerika’da bile benzer faaliyetleri var.
Yani İran’ın istihbarat ağı oldukça geniş. Ama Türkiye sınır komşusu olduğu için buradaki faaliyetleri daha yoğun. Ayrıca son zamanlarda büyük sorunlar yaşamamıza sebep olan düzensiz göç meselesi de İran’ın ajanlık faaliyetlerinin önünü açıyor olabilir.
Olabilir diyorum çünkü net bir bilgi yok elimde. Ama düz mantık düşündüğümüz zaman Türkiye’ye gelen özellikle afganların geçiş güzergahları İran. Ve onların içinde mezhepsel anlamda İran’a bağlı gruplar da var.
Yani İran eskiden uyuşturucu tacirlerini ve başka ülkelerden satın aldığı isimleri kullanırken şu an o mültecileri de kullanıyor olabilir. O yüzden kayıtsız ve düzensiz göçle mücadele her açıdan olduğu gibi bu açıdan da çok önemli diyebiliriz.
Ama dediğim gibi elimde şu ana kadar göçmenleri bu konuda kullandıklarına dair net bir bilgi yok. Tamamen varsayımla konuşuyorum. Türkiye’de eskiden dünyanın her yerinde olduğu gibi İran kendi ajanlarını kullanıyordu. Sonrasında Türkiye’den satın aldığı isimleri kullanmaya başladı. Yani artık taşeronlarla bu işi yürütüyordu.
Özellikle 2020’den sonra MİT bu taşeronlara bayağı bir darbe vurdu.
Mesela daha önce böyle bir çeteyi çökerttik.
Yapılan operasyonla 14 kişi gözaltına alındı.
Bunların sadece ikisi İran vatandaşıydı.
Kalan 12’si Türk’tü.
Bu Türklerin içinde eski polisler de vardı askerler de.
Sorgulardan sonra İran uyruklu 3 kişi daha tespit edildi ve onlar için de arama kararı çıkarıldı. Yakalanan 14 kişi de bu yıl Şubat ayında mahkemeye çıkarıldı ve tutuklandı. Aslında bu operasyonun öncesini ve bu şebekenin detaylarını da kısaca konuşabiliriz.
By Sağlam isimli bir savunma şirketi var. Bu şirket dedektör ya da askeri üniforma ve ekipman gibi ürünler üzerinde çalışıyor. Ya da belki de öyle görünüyor sadece. Çünkü bu şirketin sahibi olan İhsan Sağlam İranlı muhalifleri Türkiye’den kaçırıp
İran istihbaratına teslim etmek için İran’dan para alıyordu. İran’lı bir ortağı da vardı. MİT bu iki ismin İranlı iki ajandan talimat aldığını tespit etti.
İranlı muhaliflerin kaçırılması için Sağlam ve ekibine farklı aralıklarla 150 bin dolar ödenmişti. Kaçırılması istenen diğer isimler için de ayrıca ödeme yapılacaktı.
Sistem şöyle işliyordu. İran istihbaratı kaçırılmasını istediği isimleri Sağlam ve ortağı Sanjari’ye iletiyordu. Onlar bu isimlerin yerlerini önce tespit ediyorlardı. Sonra farklı bahanelerle bunlarla tanışıp güvenlerini kazanıyorlardı.
Sonrasında da onları bir beladan kurtarır gibi kaçırıp İran istihbaratına teslim ediyorlardı. Bu konuda verilecek birkaç örnek de var.
Ama konuyu daha fazla uzatmaya gerek yok. Kısaca özetlersek İran Türkiye’de özellikle muhalifleri yakalamak için ciddi ajanlık faaliyetleri düzenliyor. İşte İsrail bu faaliyetlerden dolayı İran’ın intikamını Türkiye üzerinden alacağını düşünüyor.
Bu yüzden de vatandaşlarına acilen Türkiye’den ayrılmalarını söyledi. Yani meselenin bizimle çok bir alakası yok. Ama tabii ki Türkiye’nin prestiji açısından hangi ülkenin vatandaşı olursa olsun bu ülkede güvenle gezebileceğini bilmeli.
İran istihbaratı böyle bir olaya kalkışırsa bunun Türkiye’de yapılması kesinlikle engellenmeli.
Ki zaten son iki yıldır Milli İstihbarat Teşkilatı’nın İran istihbaratına vurduğu darbeleri düşünürsek İran’ın engelleneceğini tahmin etmek zor değil.
Çünkü Hakan Fidan geldiğinden beri gerçek anlamda Milli bir istihbarat teşkilatımız var çok şükür.
İlgili yazıyla alakalı videoyu buradan izleyebilirsiniz.
https://www.youtube.com/watch?v=84MvLh85_Hw