Bir zamanlar, küçük bir kız çocuğu vardı. Adı Ela idi. Ela çok meraklı bir çocuktu ve her zaman yeni şeyler öğrenmeye çalışırdı. Bir gün, babası ona bir hediye getirdi. İçinde birkaç zeka geliştirici masalın yer aldığı bir kitap vardı.
Ela çok heyecanlandı ve hemen kitabı açıp okumaya başladı. İlk masalı okuduğunda, hayatının geri kalanı boyunca unutamayacağı bir şey öğrendi. Masal, bir maymunun bir kavanozun içine sıkışıp kaldığı ve oradan çıkamadığı hikayesini anlatıyordu. Ela, masalı okuduktan sonra, maymunun nasıl çıkacağını düşünmeye başladı ve sonunda bir çözüm buldu. Kavanozun ağzını daraltmak yerine, onu büyütmek daha iyi bir fikirdi. Bu sayede maymun kavanozdan çıkabilirdi.
Ela, diğer masalları da okudu ve hepsinden bir şeyler öğrendi. Bir masalda, bir karganın bir parça peyniri gagalamak için bir kavanoza girdiğini ve orada sıkışıp kaldığını öğrendi. Ela, karganın peyniri gagalayabilmek için suyu kavanoza döküp seviyesini yükselterek çıkmasına yardım etti.
Kitaptaki diğer masallar da Ela’nın hayal gücünü geliştirdi ve ona yeni fikirler verdi. Onun zekası ve yaratıcılığı arttı ve artık daha çok şey öğrenmek istedi.
Ela, her gece bu zeka geliştirici masallardan birini okuyarak uyudu ve her sabah daha zeki ve daha yaratıcı bir çocuk olarak uyandı. Artık dünyayı daha farklı bir açıdan görebiliyordu ve hayatındaki zorlukları daha kolay çözebiliyordu.
Ela’nın öğrendiği en önemli şeylerden biri, hiçbir şeyin imkansız olmadığıydı. Eğer bir şeyi başaramıyorsa, farklı bir açıdan bakarak yeni bir çözüm bulabilirsiniz. İşte bu nedenle, Ela artık her şeyi daha iyi anlıyordu ve hayatının geri kalanında daha başarılı olacaktı.