Aziz Baba Çiftliği, doğanın dinginliği ve huzuru içinde uzanan bir cennetti. Çiftlikte farklı hayvanlar barış içinde yaşardı. Ancak, bu hikayenin kahramanları arasında Çilli Tavuk ve Ali Aras vardı. Her ikisi de çiftlikte özel bir yere sahipti.
Çilli Tavuk, çiftliğin gururu olan ve her gün özel bölgesinde güzel yumurtalar yapardı. Yumurtaları öyle özeldi ki, herkes onun yumurtalarını yerdi ve ona saygı gösterirdi. Çilli Tavuk, bu özel yumurtaların gücüne inanıyordu.
Ali Aras ise çiftliğin yaramaz ama sevimli çocuğuydu. Her sabah, Çilli Tavuk’un yumurtalarını takip eder ve onun yumurtalarını alır, hemen annesine götürürdü. Annesi yumurtayı pişirir, ve Ali Aras afiyetle yerdi. Ali Aras, bu yumurtaların ona güç verdiğine inanıyordu. Ona göre, Çilli Tavuk’un yumurtaları, onu diğerlerinden daha güçlü kılıyordu.
Fakat bir gün, çiftlikte bir büyülü misafir belirdi. Bu büyülü misafir, çiftliğin tüm hayvanlarını büyüleyici hikayeleriyle etkiliyordu. Çilli Tavuk ve Ali Aras da bu misafirin hikayelerini dinlemeye başladı.
Misafir, hikayelerinde gücün ve özel yeteneklerin sadece yumurtalardan gelmediğini anlattı. Ona göre, her hayvanın kendine özgü bir gücü vardı, ve bu güçler dayanışma, sevgi ve birlikte çalışma ile daha da büyüyordu.
Bu hikayelerden ilham alan Çilli Tavuk ve Ali Aras, çiftlikteki diğer hayvanlarla daha fazla vakit geçirmeye başladılar. Her hayvanın özel yeteneklerini ve güçlerini keşfettiler. Birlikte çalışarak, çiftlik daha mutlu ve verimli hale geldi.
Sonunda, Çilli Tavuk ve Ali Aras, gücün sadece yumurtalardan gelmediğini anladılar. Gerçek güç, dayanışma ve sevgiyle birlikte geldi. Aziz Baba Çiftliği, daha da özel bir yer haline geldi, çünkü her hayvan birbirini daha iyi anlıyor ve destekliyordu.