Nakış kelimesi ile ilgili cümleler:
Nakış: Kumaş, deri veya başka bir malzeme üzerinde, iğne, tığ, boncuk veya tel gibi araçlar kullanarak yapılan süsleme işlemi.
- Elbisenin üstündeki nakışlar çok güzel işlenmiş.
- Oyuncunun oyuna getirdiği hareketler, maçı adeta bir nakış gibi süsledi.
- Bu yazma çok eski, üzerindeki nakışlar da aynı zamanda çok özenli.
- Geleneksel Türk nakışları dünyaca ünlüdür.
- Annem eline bir iğne ve iplik aldığında, harika nakışlar yapabilir.
- Onun yaptığı nakışlar gerçekten mükemmeldi.
- Yastık kılıfının üzerindeki nakışlar, odaya ayrı bir hava katıyor.
- Bu kumaşın üzerindeki nakışlar, ülkenin kültürünü yansıtıyor.
- Gelincik nakışlı oyalardan yapılmış çarşaf, yatağı süsledi.
- Kadınlar, günümüzde de nakış yapmayı öğrenerek, bu geleneksel el sanatının devamını sağlıyorlar.
Eş anlamlıları: işleme, süsleme, kabartma, dikiş
Kökeni: Farsça “naqqāsh” kelimesinden Türkçeye geçmiştir.
Eren ile ilgili cümleler:
Eren: Tasavvuf felsefesinde, Allah’a erişmiş, olgunlaşmış, manevi yolda ilerlemiş kişi.
- Eren, doğaya karşı olan sevgisiyle bilinir.
- Eren’in şiirleri, gençlerin gönlünde taht kurmuştur.
- Türk kültüründe “erenler” halkın önderi, yol göstericisi olarak bilinir.
- Eren, hayatı boyunca dürüstlük ve adaletten ayrılmamıştır.
- Erenlerin, toplumda birçok görevi vardır.
- Erenler, geleneksel Türk toplumunda manevi liderler olarak kabul edilir.
- Erenler, halk arasında saygın bir yere sahiptir.
- Eren’in hayat hikayesi, insanlara ilham veriyor.
- Türk tarihi, birçok büyük erenle doludur.
Eren, ailesine ve çevresine her zaman yardım etmeye çalışır.
Eş anlamlıları: derviş, sufî, bilge, yol gösterici
Kökeni: Türkçe bir kelime olarak kullanılmaktadır.
Eşseslileri: ermiş, aşık
TDK’ya göre, “töre” kelimesi şu anlamlara gelir:
- Bir toplumda, o topluma özgü gelenek, görenek, adet ve kuralların tümü.
- Bir işte, bir meslekte, bir sanatta uygulanması gereken kuralların bütünü.
- Geçmişte yaşamış bir kimse ya da topluluğun gelenekleri.
Töre ile ilgili Örnek cümleler:
- Yöremizin töreleri, yaşlı nesiller tarafından gençlere aktarılıyor.
- Bu ailede, misafirperverliğe önem vermek bir töredir.
- Düğünlerde, yöremizde belirli bir tören takip edilir.
- Böyle bir durumda yapılacaklar, işyerindeki töreye uygun olarak belirlendi.
- Töreler, insanların bir arada uyum içinde yaşamasını sağlayan önemli kurallardır.
- Geleneksel düğün törenlerinde gelinin başını örten örtü, törenin sembolik bir parçasıdır.
- Bu işte, belirli bir töre takip edilerek hareket edilmesi gerekiyor.
- Yöre insanları arasındaki dostluk ve yardımlaşma, yöremizin önemli törelerinden biridir.
- Her yıl düzenlenen festivaller, yöre halkının kültür ve törelerini sergilemesi açısından önemlidir.
- Aile büyükleri, gençlere yöremizin törelerini öğretmek için toplantılar düzenliyor.
Eş anlamlıları: adet, gelenek, görenek, kurallar, teamül.
Eş sesliler: tören (TDK sözlüğüne göre, “tören” kelimesi, “resmi bir olayda belirli adetler ve kuralların yerine getirilmesi, kutlama” anlamına gelir.)
Sermek ile ilgili cümleler:
Sermek: Bir şeyi bir yere uzanacak biçimde yerleştirmek, yaymak veya serpiştirmek.” Örneğin: Masanın üzerine kitapları sermek.
- Annem, kahvaltıya hazırlanmak için masaya ekmekleri serdi.
- Bahçedeki çimleri biçtikten sonra, çimleri kuru zeminlere sermek gerekiyor.
- Öğretmen, öğrencilerin çalışmalarını masaya sererek kontrol ediyor.
- Kahveci, müşterilerin siparişlerini hazırlamak için kahve çekirdeklerini serpiştiriyor.
- Doktor, hastanın yaralarını iyileştirmek için ilaçları yaralara serpiştiriyor.
- Kumaş dükkanında, satıcının örnek kumaşları müşterilerin önüne serdi.
- Ev sahibi, konukları karşılamak için yemek masasına tabakları ve çatal-bıçakları serdi.
- Pasta yaparken, pastanın üstüne çikolata parçaları serpiştirilir.
- Yol çalışmaları için, asfaltın üzerine taşları sermek gerekiyor.
- Çiçek bahçesi hazırlarken, çiçekleri yere serpiştirmek ve düzenlemek gerekiyor.
Eş anlamlıları: yaymak, saçmak, döşemek, yerleştirmek, koymak, dizmek, serpiştirmek.
Eşseslileri: serpilmek, serinmek, serilme. (Ancak, buradaki “serinmek” kelimesinin “soğumak” anlamı olduğu unutulmamalıdır.)
Deyiş ile ilgili cümleler:
Deyiş: Ozanların, aşıkların, halk şairlerinin sözlü olarak söyledikleri, öyküleyici, düşünsel, duygusal ve mizahi içerikli şiirler.
- Türk halk kültüründe deyişler çok yaygındır.
- Atasözleri ve deyişler, bir toplumun kültürel birikimini yansıtır.
- Deyişler, insanların hayat tecrübelerini yansıtır.
- Deyişler, dilimizin zenginleşmesine katkı sağlar.
- Deyişler, geçmişten günümüze aktarılarak devam ettirilen bir kültürel mirastır.
- Deyişler, doğruyu ve yanlışı ayırt etmemizi sağlar.
- Deyişler, insanların günlük hayatta karşılaştıkları sorunlara çözüm yolları sunar.
- Türk halk müziğinde de birçkı deyişler kullanılır.
- Deyişler, şiirsel bir anlatımı olan sözlerdir.
- Deyişler, bir toplumun düşünce yapısını ve kültürel kimliğini yansıtır.
Eş anlamlıları: söz, vecize, özdeyiş, atasözü
Kökeni: Türkçe bir kelime olarak kullanılmaktadır.
Eşseslileri: –
TDK’ya göre, “bargah” kelimesi şu anlamlara gelir:
- Tarikat şeyhlerinin veya din büyüklerinin kaldığı oda veya yer.
- Tapınak veya mabet.
- Birinin huzurunda, önünde veya yanında, kendini saygı ve hayranlıkla andıran, saygın kişinin veya topluluğun yanı.
Bargah Kelimesinin Örnek cümleleri:
- Tarikat şeyhleri, genellikle kendilerine özgü bir bargahta kalırlar.
- Eski medreselerde, hocanın odası da bir tür bargah olarak kullanılırdı.
- Tapınakta, inananlar ibadetlerini yerine getirmek için bargaha gelirlerdi.
- Kendi içinde birçok odası olan bu yapıda, en büyük oda şeyhin bargahıdır.
- Şiirlerinde, şairler bazen bir büyüğün bargahına gitmekten bahsederler.
- Sultan, seçkinleriyle birlikte divanında toplanarak müzakereler yapardı.
- Kutsal kitap okumalarının yapıldığı yer, din adamlarının bargahıdır.
- İnsanlar, sorunlarını çözmek için, din adamlarının bargahına gelirler.
- Yöre halkı, tapınağın içindeki bargahı kutsal kabul eder ve saygı gösterir.
- Kendini saygın bir kişinin yanında bulanlar, onun bargahında oturup sohbet ederler.
Eş anlamlıları: dergah, tekke, zaviye.
Eşseslileri: meclis, konsey, divan.