Münasebetsiz, Lakırdı, Niyet, Semiz, Zeval, Münasebet Kelimelerinin Anlamları ve Cümle Örnekleri

Paylaşın

TDK sözlüğüne göre “münasebetsiz” kelimesi, uygun olmayan, uyumsuz veya ilişkisiz anlamlarına gelmektedir.

Münasebetsiz Örnek cümleler şu şekilde verilebilir:

  1. Ondan gelen teklif münasebetsiz ve kabul edilemezdi.
  2. Yaptığı yorumlar tamamen münasebetsizdi.
  3. Münasebetsiz bir şekilde müdahale etmek istemedim.
  4. Bu münasebetsiz konuşmaların sonunda, herkes ayrılmak istedi.
  5. Münasebetsiz bir tavırla konuşarak herkesi rahatsız etti.
  6. O münasebetsiz sözleri yüzünden çok pişman oldu.
  7. Bu münasebetsiz hareketi nedeniyle cezalandırılmalıdır.
  8. İşte tam da bu yüzden, münasebetsiz bir şekilde onunla konuşamıyorum.
  9. Münasebetsiz bir davranış sergileyen kişiler genellikle çevrelerindekiler tarafından sevilmemezlikle karşılaşırlar.
  10. Onun münasebetsiz tavırları, onu işten çıkarmamızın nedeniydi.

Eş anlamlı kelimeler: uygunsuz, ilişkisiz, orantısız, tutarsız, ahengsiz, uyumsuz, yakışıksız

Eş sesli kelimeler: münasip, münesip, mütevazi

Kelimenin kökeni: Arapça “münasebet” kelimesinden gelir ve “bağlantı” veya “ilişki” anlamına gelir. “-siz” eki, “yoksun” veya “değil” anlamına gelir.


TDK sözlüğüne göre “lakırdı” kelimesinin Türkçe anlamı “Boş, anlamsız konuşma, gevezelik” şeklindedir.

Lakırdı Örnek cümleler:

  1. O, hep lakırdı yapmayı sever.
  2. Bu saatte ne kadar lakırdı yapabiliriz ki?
  3. Arkadaşlarla lakırdı yaparak zaman geçirdik.
  4. Konunun asıl önemi hakkında lakırdı etmeye devam etmeyin.
  5. Bugün işte çok fazla lakırdı yapıldı, hiçbir şey yapamadık.
  6. Biraz lakırdı yapalım mı yoksa işimize mi dönelim?
  7. O toplantıda sadece lakırdı yapıldı, hiçbir karar alınmadı.
  8. Boşuna lakırdı yapma, zamanımız yok.
  9. Yemeği hazırlarken arkadaşlarla lakırdı etmek hoşuma gidiyor.
  10. Herkes uyuduğunda, odada yalnız kalarak lakırdı ettim.

Eş anlamlı kelimeler: söz, muhabbet, konuşma, sohbet, dedikodu, çene çalmak

Eş anlamlı cümleler:

  1. Arkadaşlarıyla lakırdı yapmaktan keyif alıyor.
  2. Dedikodu yapmak yerine işimize odaklanalım.
  3. Uzun bir sohbetten sonra yorgun düştüm.
  4. Konuştuğumuz konu hakkında daha fazla bilgi edinmeliyiz.
  5. Birçok insanın ortak noktası, bol bol muhabbet etmek.

“Lakırdı” kelimesinin kökeni, Türkçe’deki “lakır” fiilinden gelir. “Lakır” kelimesinin anlamı ise “boş konuşmak”tır.


TDK sözlüğüne göre “semiz” kelimesinin Türkçe anlamı “besili, yağlı, şişman” şeklindedir.

Semiz Örnek cümleler:

  1. Semiz hayvanların eti daha lezzetlidir.
  2. Semiz kedi her zaman daha şirin görünür.
  3. Bu sığır, gerçekten de semiz ve sağlıklı görünüyor.
  4. Bu çocuk neden bu kadar semiz, hiç zayıflamıyor mu?
  5. Semiz insanlar genellikle daha sağlıklı ve güçlüdür.
  6. O semiz tavşan, hepimizin dikkatini çekti.
  7. Yeni beslenme düzenim sayesinde daha semiz ve zinde hissediyorum.
  8. Semiz olmak, her zaman kötü bir şey değildir.
  9. Bu sıcak yaz gününde, semiz bir salata yapmak istiyorum.
  10. Semiz bir ineğin sütü daha lezzetlidir.

Eş anlamlı kelimeler: şişman, yağlı, besili, tombul, dolgun

Eş anlamlı cümleler:

  1. Bu semiz tavuklar daha fazla yumurta veriyorlar.
  2. Dolgun bir kadın, her zaman daha çekici görünebilir.
  3. Bu tombul çocuk, gerçekten de çok sevimli.
  4. Semiz hayvanların eti, daha yağlı ve lezzetli olur.
  5. Besili bir inekten elde edilen süt, daha besleyicidir.

Semiz” kelimesinin kökeni, Türkçe’nin eski diline dayanmaktadır. İlk kullanımı Osmanlıca’da yer almıştır.


TDK sözlüğüne göre “niyet” kelimesi, bir işi yapmaya karar verme, zihinde bir amacı belirleme anlamlarına gelmektedir.

Niyet Örnek cümleler şu şekilde verilebilir:

  1. Bugün okula gitmek için niyetliyim.
  2. O, niyetli olduğu işi başarmak için her türlü zorluğa katlanır.
  3. İş görüşmesine gitmek için niyetlenmiştim ama son anda vazgeçtim.
  4. Onun gerçek niyeti herkes tarafından anlaşılmıştı.
  5. Şu anki niyetimiz, en kısa zamanda bu projeyi tamamlamaktır.
  6. İyilik yapmak niyetiyle yola çıktım.
  7. O, niyetinin ne olduğunu belli etmeden hareket eder.
  8. Senin niyetin nedir? Neden buradasın?
  9. Başka bir iş bulana kadar bu işte çalışmaya niyetliyim.
  10. Onun niyeti suç işlemek değildi ama sonuçta bu şekilde davrandı.

Eş anlamlı kelimeler: amaç, maksat, hedef, gaye, düşünce, tasarı

Eş sesli kelimeler: niyazetmek, niyaz, niyete

Kelimenin kökeni: Arapça “niyyet” kelimesinden gelir ve “amaç, hedef, karar” anlamlarına gelir.


TDK sözlüğüne göre “zeval” kelimesi, güneşin batışına yakın zaman dilimi, öğle vaktinin bitişi veya bir şeyin parlaklığının azalması anlamlarına gelmektedir.

Zeval Örnek cümleler şu şekilde verilebilir:

  1. Güneş zeval vaktindeyken, gökyüzü muhteşem bir renge bürünüyor.
  2. Zeval vaktinde camiye gitmek, birçok insan için ibadetin en önemli parçasıdır.
  3. Sıcak hava nedeniyle, zeval vaktinde dışarıda çalışmak oldukça zordur.
  4. Zeval vaktinde gökyüzündeki yıldızlar daha net görülebilir.
  5. Zeval vakti geldiğinde, gölgede durmak daha rahatlatıcıdır.
  6. Bugün, zeval vakti nedeniyle yemek saatini biraz daha erkene aldık.
  7. Zaman zaman zeval vaktinde, hava karanlıklaşır ve hatta fırtına başlar.
  8. Zeval vaktinde sessizliği dinlemek, insanı huzura kavuşturabilir.
  9. Zeval vakti, özellikle çöl gibi açık alanlarda tehlikeli olabilir, çünkü insanlar güneş çarpması riski altındadır.
  10. Zeval vaktinde çiçeklerin kokusu daha yoğun hissedilir.

Eş anlamlı kelimeler: öğle vakti, gün batımı, batı, azalma, düşüş

Eş sesli kelimeler: seval, sıvaz, sevalye

Kelimenin kökeni: Arapça “zeval” kelimesinden gelir ve “batış, öğle sonrası” anlamlarına gelir.


TDK sözlüğüne göre “münasebet” kelimesinin Türkçe anlamı “ilişki, bağlantı, alaka” şeklindedir.

Münasebet Örnek cümleler:

  1. İş hayatında iyi bir münasebet kurmak önemlidir.
  2. Münasebetlerimizi geliştirmek için daha fazla zaman harcamalıyız.
  3. Bu iş teklifi, bizim şirketimizle yeni bir münasebet kurabilir.
  4. Aramızdaki münasebet her zaman dostane oldu.
  5. Bu konuda benimle bir münasebetin yok, doğruyu söyle.
  6. Daha iyi münasebetler kurabilmek için dil öğrenmek gerekiyor.
  7. Bu mektup, iki taraf arasındaki münasebeti kesmek istediğini belirtiyor.
  8. İş görüşmesinde münasebet kurmak için güzel bir gülümseme yeterlidir.
  9. Bu iki ülke arasındaki münasebetler çok gerginleşti.
  10. İş yerinde münasebetlerini iyi tutanlar, genellikle daha başarılı olurlar.

Eş anlamlı kelimeler: bağlantı, ilişki, alaka, temas, ilişki kurmak

Eş anlamlı cümleler:

  1. İlişkilerimizi daha iyi bir seviyeye getirmemiz gerekiyor.
  2. Bu konuda aramızdaki bağlantıyı güçlendirmek istiyorum.
  3. İş görüşmesindeki alakanız, karar vericiyi etkileyebilir.
  4. İki taraf arasındaki teması sağlamak, önemlidir.
  5. İlişki kurmak için bazen sabırlı olmak gerekiyor.

“Münasebet” kelimesinin kökeni Arapça “munasaba” kelimesinden gelir, anlamı “ilgi, alaka” olarak kullanılmaktadır.

1inci
1incihttps://1inci.net
1inci.net yazarı 1 inci.

Benzer Yazılar

Son Yazılar